Varlık yoktur diyen kim ?

Efe

New member
Varlık Yoktur Diyen Kim? Felsefenin En Radikal İtirazı

Selam dostlar,

Bazen bir konu çıkar karşımıza, öyle hemen “evet bu böyledir” diyemeyiz. Biraz kafamızı karıştırır, biraz sinir eder, biraz da düşündürür. Geçen gün elime geçen bir yazıda “Varlık yoktur” cümlesiyle karşılaştım. İlk anda saçma geldi. Çünkü bakıyorum, masa var, bilgisayar var, siz varsınız, ben varım. Nasıl yani, “varlık yoktur” demek ne demek? Ama sonra işin aslının çok daha derin bir felsefi tartışmaya dayandığını gördüm. İşte bu yazıda, forumdaşlarla birlikte bu çetrefilli konunun içine dalalım istedim.

Koskoca Bir “Hayır” Diyen Filozof: Gorgias

Bu sözün sahibi Antik Yunan sofistlerinden **Gorgias**. Kendisi, M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış, konuşma sanatında usta bir düşünür. “Varlık Yoktur” fikrini, sadece provoke etmek için değil, aslında insanın bilgiye, hakikate ulaşma çabasını sorgulamak için ortaya atmış. Gorgias’a göre:

1. Hiçbir şey var değildir.

2. Varsayalım ki vardır, insan onu bilemez.

3. Diyelim ki bilindi, yine de başkasına aktarılamaz.

Bu üç adımlı “yokluk zinciri” aslında o dönemin metafizik düşüncelerine tokat gibi bir cevaptı. Çünkü Parmenides “Varlık vardır, yokluk yoktur” derken, Gorgias bunun tam tersini savunarak tartışmayı körükledi.

Bir Sofranın Başında Düşünelim

Hadi şimdi günlük bir örnekle düşünelim. Diyelim ki kalabalık bir akşam yemeğinde oturuyorsunuz. Masada herkes bir şeyler anlatıyor: biri işinden şikâyetçi, biri yeni aldığı arabadan bahsediyor, diğeri tatil planlarını anlatıyor. Herkes “gerçeklerden” söz ediyor. Ama Gorgias masada olsaydı belki şöyle diyecekti:

“Senin iş dediğin şey nedir? Zihninde kurduğun bir kavram. O araba dediğin, parçalarından oluşan bir yığın. Tatil planı dediğin şey ise henüz gerçekleşmemiş bir hayal. Bunların gerçekten var olduğuna nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?”

Birden sofradaki hava değişirdi. Belki erkekler “Tamam da kardeşim, araba var işte, gidip kullanıyoruz, sonuç bu!” diye pratik bir bakışla tepki verirlerdi. Kadınlar ise “Ama biz bu deneyimlerden konuşarak birbirimize bağlanıyoruz, önemli olan anlamı birlikte üretmek” derlerdi. İşte Gorgias’ın çıkışı tam da bu noktada tartışmanın fitilini ateşlerdi.

Bilim ve Gorgias: Gerçekten Yok Mu?

Bugün bilimin geldiği noktada “Varlık yoktur” iddiası hâlâ tartışmalı bir alan yaratıyor. Kuantum fiziği mesela… Bir elektronun aynı anda hem dalga hem parçacık gibi davranabilmesi, gözlemlenene göre değişmesi, “varlık” dediğimiz şeyin aslında gözlemciye bağlı olabileceğini düşündürüyor.

Bir mühendis bakış açısıyla, “Biz köprü yapıyoruz, bina dikiyoruz, sonuç ortada: varlık vardır” demek çok mantıklı gelir. Ama bir psikolog ya da sanatçı, “İnsan ilişkileri, duygular, hatıralar… Bunlar elle tutulmaz ama yaşamın merkezindedir” diyerek başka bir gerçeklik tanımı getirir. Gorgias’ın iddiası tam da bu ayrışmaları sorgulamaya açıyor.

Bir İnsan Hikâyesi: Yokluğun İçindeki Varlık

Bir arkadaşım vardı, uzun yıllar depresyonla mücadele etti. O dönem bana sık sık şunu derdi: “Sanki ben yokum, ama herkes beni görüyor. İçimde bir boşluk var.” Onun yaşadığı bu duygu, Gorgias’ın sözleriyle garip bir paralellik taşıyordu. Yani bazen insan, varlığını somut bir gerçeklik olarak hissetmez. İçsel boşluk, felsefi yoklukla kesişebilir.

Kadınların çoğu böyle bir hikâyeyi dinlediğinde, empatiyle yaklaşır, “Onu nasıl ayağa kaldırabiliriz, nasıl yanında olabiliriz?” diye sorar. Erkekler ise genelde “Ne yapılması gerekiyorsa yapalım, doktora gitsin, tedavi alsın” diye daha çözüm odaklı yaklaşır. Gorgias’ın fikri, iki farklı yaklaşımda da iz bırakır: Biri anlamı ve bağı öne çıkarır, diğeri somut sonuçları.

Modern Dünyada Gorgias’a Kulak Vermek

Bugün “Varlık yoktur” iddiasını kelimesi kelimesine doğru kabul etsek, hayat yaşanmaz hale gelir. Çünkü markete gidip ekmek alırken, “Bu ekmek yok aslında” demek, pratikte işimize yaramaz. Ama bu iddiayı bir metafor, bir sorgulama aracı olarak görmek mümkün.

Mesela sosyal medyada varlığımızı düşünelim. Oradaki profiller, fotoğraflar, paylaşımlar… Gerçek biz mi, yoksa sadece bir yansıma mı? Belki de Gorgias bugün yaşasaydı, “O gördüğünüz profiller aslında yok, onlar sadece bir yanılsama” derdi.

Topluluğa Açık Sorular

Gorgias’ın “Varlık yoktur” iddiası, sadece felsefi bir oyun mu, yoksa bizim hayatımızda derin karşılıkları olan bir yaklaşım mı? Erkeklerin pratik yanıtlarıyla kadınların duygusal yorumları birleştiğinde ortaya çıkan tabloyu nasıl görüyorsunuz?

* Sizce “varlık” dediğimiz şey, gözlemlerimizle mi sınırlı, yoksa ondan bağımsız mutlak bir gerçeklik mi var?

* Günlük hayatta hiç “aslında hiçbir şey yokmuş” hissine kapıldığınız oldu mu?

* Sosyal medyada gördüğümüz kimlikler, gerçekten var mı yoksa Gorgias’ın işaret ettiği “aktarılamayan hayaller” mi?

Ne dersiniz dostlar, varlık vardır mı, yoktur mu? Gelin, bu başlık altında hep birlikte tartışalım.