Vaka yapmak ne demek ?

Mert

New member
“Vaka Yapmak” Ne Demek? Söylemin Arkasındaki Güç, Risk ve Sorumluluk

Selam forumdaşlar,

Net konuşacağım: “vaka yapmak” ifadesi bize çoğu zaman akıl yürütmenin zirvesiymiş gibi pazarlanıyor ama pratikte çoğu kez algı inşası, seçmeli veri toplama ve hikâye kurgulamayla iç içe geçiyor. Kulağa sofistike geliyor: “Bir vaka yaptık, sonuçlar ortada.” Oysa ortada olan şey bazen sadece kendi fikrini ispatlamak için dizayn edilmiş bir kurgusal evren. Gelin, terimi parçalara ayıralım; nerede işe yaradığını, nerede tehlikeli bir araca dönüştüğünü tartışalım.

---

Tanım: “Vaka Yapmak” Hangi Alanlarda, Ne Anlama Geliyor?

Hukuk ve soruşturmada: Bir kişiye ya da olaya ilişkin delil ve argümanları sistematik biçimde derleyip bir “case” (dosya) oluşturmak. Burada amaç, savunulabilir ve tutarlı bir anlatı kurmak.

İş ve ürün yönetiminde: “Business case” dediğimiz şey; maliyet, fayda ve riskleri ortaya koyarak bir yatırımın neden mantıklı olduğunu göstermek.

Tıp ve psikolojide: “Vaka formülasyonu”; semptomlar, öykü, çevresel tetikleyiciler üzerinden anlamlı bir tedavi planı üretmek.

Akademi ve politika iletişiminde: Seçilmiş verilerle bir tez oluşturmak, bazen de karşı tarafı köşeye sıkıştıracak hikâye iskeleti kurmak.

Kısaca, “vaka yapmak” bir yöntemin adı olduğu kadar, ikna mühendisliğinin de aracı. İyi kullanılırsa berraklık sağlar; kötü kullanılırsa sis yayar.

---

Güçlü Yanı: Dağınık Veriyi Anlama İmkânı

Hepimiz biliyoruz: ham veri tek başına konuşmaz. “Vaka yapmak” veriyi bağlama oturtur, aktörleri ve neden–sonuç ilişkilerini görünür kılar. Bir sağlık vakasında bu, doğru tedavi sıralamasını belirleyebilir; bir iş vakasında ise kaynak israfını önleyebilir. Güzel yanı, insanların anlama biçimine uygun hikâye kurgusuyla karar aldırması. Yani işin özü, stratejik netlik.

---

Karanlık Yüzü: Onaylama Yanlılığı ve Veri Şantajı

İş burada raydan çıkıyor:

- Onaylama yanlılığı (confirmation bias): Zaten inandığın sonucu destekleyen verileri seçip, gerisini görmezden gelmek.

- Çerçeveleme hilesi: Aynı veriyi, farklı bağlamda sunarak bambaşka bir intiba yaratmak (“%90 başarı” mı, “%10 başarısızlık” mı?).

- Anlatı üstünlüğü: Güçlü hikâye anlatımı, zayıf kanıtların üstünü örter. İnsan beyni grafikten çok hikâyeye âşık.

- Mahremiyet ve etik: Özellikle klinik veya kurumsal vakalarda, kimlik ve bağlam ifşası geri dönülmez zararlar doğurabilir.

- Genelleme tuzağı: Tekil vakadan kural çıkarmak. “Bir projede oldu, her yerde olur.” Hayır.

Provokatif soru: Bir “vaka”nın etkileyiciliği, kanıt gücünden mi geliyor, yoksa hikâye becerisinden mi?

---

Erkeklerin Stratejik–Problem Çözme, Kadınların Empatik–İnsan Odaklı Yaklaşımı Nasıl Dengelenir?

Forumda sık gördüğüm iki eksen var:

Stratejik/problem çözme ekseni (çoğu zaman erkeklerin öne çıktığı yaklaşım): “Hipotez nedir, metrikler ne, alternatif açıklamalar test edildi mi, kaça mal olur?” Bu eksen metod ve maliyet–fayda disiplini getirir.

Empatik/insan odaklı eksen (çoğu zaman kadınların öne çıktığı yaklaşım): “Bu vaka kimin hikâyesini nasıl etkiliyor? Görünmeyen aktörler kimler? Zarar görme ihtimali olan gruplar ne diyor?” Bu da paydaş, duygu ve etik perspektifi sağlar.

Gerçek şu: İyi bir vaka, iki ekseni birlikte çalıştırır. Strateji olmadan duyarlılık naif kalır; empati olmadan strateji taş kalpliliğe dönüşür.

Soru: Vaka hazırlarken ekibinizde duygu radarını kim tutuyor, mantık denetimini kim yapıyor? Aynı kişiden ikisini birden beklemek, sistem hatası değil mi?

---

Teknik Çerçeve: “Vaka Yapmanın” Asgari Hijyen Kuralları

- Net hipotez → ölçülebilir iddia: “Bu proje kârlı” demek yerine, “12 ayda NPV pozitif; IRR ≥ %X” gibi sınanabilir bir iddia koy.

- Önce alternatifler: Rakip açıklamaları listele ve ön kayıtlı kriterlerle ele. “Başka ne olabilir?” sorusunu bıkmadan sor.

- Karşı kanıt avı: Sırf kendi argümanını güçlendirmek için değil, çürütebilecek veriyi aktif ara.

- Duyarlılık analizi: Varsayımları değiştirince sonuçlar ne kadar oynuyor? Fazla oynuyorsa, “vakan” aslında kartondan maket olabilir.

- Etik gate: Kim zarar görebilir? Verinin kaynağı meşru mu? Mahremiyet korundu mu?

- Anlatı–kanıt denge cetveli: Her slaytta “hikâye cümlesi”nin karşısına kanıt linki/ID’si koy. Hikâye tek başına uçmasın.

---

Tartışmalı Nokta: Tekil Vaka mı, İstatistik mi?

Tekil bir vaka, kalabalık bir data setinden daha hızlı ikna eder; çünkü insan beyni tekil insanı sever. Ama politika yaparken, ürün çıkarırken, yatırım kararında kanıt yükü tekil anekdota bırakılamaz.

Burada zor soru şu: “Nerede vaka, nerede veri seti?” Sağlıkta ve güvenlikte hata maliyeti yüksekse, tekil vaka uyarı işareti olabilir; fakat yine de karar, çoklu kanıt üzerine kurulmalı.

Peki sizce hangi alanlarda tekil vaka kırmızı alarm sayılmalı, hangi alanlarda yanıltıcı?

---

Manipülasyon Teknikleri: Vaka Nasıl “Yapılırmış Gibi” Yapılıyor?

- Cherry-picking: Uygun düşmeyen örnekleri “uçkuyruk” diye dışlamak.

- Sahte ikili: “Ya bu ya o” diyerek üçüncü yolu görünmez kılmak.

- Metod gölgeleme: Veri toplama sürecindeki eksikleri, jargonla kamufle etmek.

- İzlenim yönetimi: Uzun ekler, ağır referans isimleri, süslü görseller. Sonuç? Bilimselmiş gibi görünen kozmetik.

Provokatif soru: Sunumda “etkileyici” bulduğunuz kısım, aslında zayıflığın makyajı olabilir mi?

---

Uygulama Alanlarına Göre İnce Ayar

Hukuk/soruşturma: Delilin zincir-i muhafazası, tanık beyanlarının tutarlılığı ve alternatif senaryoların dışlanabilirliği kritik.

İş/dijital ürün: Deney (A/B), körleştirme, statistiksel güç. “Feature çıktı, aktiflik arttı” demek yetmez: başka ne değişti?

Tıp/psikoloji: Vaka formülasyonu dinamik olmalı; yeni bilgi geldikçe güncellenmeli. Hastayı bir kere etiketleyip dondurmak, klinik hatadır.

Siyaset/iletişim: “Vaka” çoğu kez kitle mobilizasyonu aracıdır. Burada etik çıta yüksek olmalı; tekil trajedilerle duygu sömürüsü yapmak kolay, doğru değil.

---

Toplumsal Etki: Vaka Yapmanın Sorumluluğu

Bir vakanın yayıldığı her yerde, gündem çerçevesi de şekillenir: neye bakacağımız, neyi görmezden geleceğimiz, kimi suçlayacağımız. Bu güç hafife alınamaz. Yanlış dizayn edilmiş bir vaka, şirketleri yanlış yatırımlara, kamuoyunu yanlış politikalara, bireyleri de damgalamaya sürükleyebilir.

Soru: Vaka hazırlayanlar için bir mesleki etik yemini olmalı mı?

---

Pratik Kontrol Listesi: “Bu Vaka Güvenilir mi?”

1. Hipotez ölçülebilir mi, yanlışlanabilir mi?

2. Alternatif açıklamalar denendi mi?

3. Karşı kanıt aktif biçimde arandı mı?

4. Verinin kaynağı, örneklem, önyargılar şeffaf mı?

5. Sonuçlar duyarlılık analizinden geçti mi?

6. Etik ve mahremiyet korundu mu?

7. “Hikâye” ile “kanıt” ayrıştırılabilir mi?

---

Son Söz: Vaka Yapmak Hikâye Değil, Hipotez Disiplini Olmalı

“Vaka yapmak” güçlü bir araçtır, ama düzgün kullanılırsa. İyi vaka, hipotezi sınar, karşı argümanı ciddiye alır, veriyi kirli yönleriyle birlikte gösterir ve insanı merkeze almayı unutmaz. Kötü vaka ise kozmetik bilimsellik ve etik körlük üretir.

Size meydan okuyorum: Kendi alanınızda dolaşan popüler vakaları alın, bu başlık altındaki kontrol listesiyle didik didik edin.

- Hangi iddia ilk temasınızda ikna edici görünüyor ama test edince dökülüyor?

- Hangi “çarpıcı örnek”, istatistikle karşılaşınca sıradanlaşıyor?

- Hangi yerde empati eklenince, “doğru çözüm”un yönü değişiyor?

Ateşi harlayalım: Sizce “vaka yapmak”, kamu tartışmasında aydınlatıcı bir merdiven mi, yoksa manipülasyonun cilalı merdiveni mi? Sahnede söz sizde.