Mert
New member
TDK'ya Göre “Ulu” Ne Demekmiş? (Ama Bizim Gönlümüzde Daha Ulu Manalar Var!)
Arkadaşlar selam!
Bugün kahvemi yudumlarken aklıma bir soru düştü: “Ulu” ne demek?
Yani evet, TDK’ya göre “büyük, yüce, saygıdeğer” gibi tanımlar var ama bir de halk arasında “ulu” denince akla gelen o gizemli hava yok mu? Mesela biri “Ulu Önder” deyince aklımızda ışıklar, bulutlar ve fon müziği canlanıyor. Ama “Ulu dut ağacı” deyince sadece gölgesinde çay içilen bir emekli kahraman beliriyor.
Dedim ki, bu kelimeyi bir masaya yatıralım. Ama öyle akademik değil, forum usulü… erkeklerin stratejik analizleriyle, kadınların empatik sezgileriyle harmanlanmış, bol kahkahalı bir masa!
---
Erkek Bakış Açısı: “Ulu mu? Abi o stratejik bir sıfat.”
Erkek forumdaşlar hemen konuya girdi tabii.
— “Kardeşim,” dedi biri, “Ulu demek saygı duyulası varlık demek. Yani TDK haklı. Mesela Ulu Önder, Ulu Cami, Ulu Dağ… Hepsi stratejik noktalar. Dağ yüksek, cami büyük, önder vizyoner. Ulu demek, coğrafi üstünlük demek!”
Bir diğeri hemen destek çıktı:
— “Aynen abi, ben mesela eşime ‘uludur’ demem ama anneme derim. Çünkü sistemin tepesinde o var. Ulu sıfatı hiyerarşik bir unvandır.”
Erkeklerin bu kadar stratejik düşünmesine şaşırmadım. Onlar için “ulu” kelimesi, neredeyse bir satranç taşı gibi: yerinde, güçlü ve asla sorgulanmaz.
Birinin “Ulu Kral” olması için tahtın üstünde oturması şart, yoksa hemen “pas geç” diyorlar.
---
Kadın Bakış Açısı: “Ulu mu? O sıcak, duygusal bir kelime!”
Kadın forumdaşlar hemen devreye girdi:
— “Aaaa ama öyle değil, ulu dediğinde bir sıcaklık da var. Mesela ulu çınar deyince sadece ağaç değil, altında torunlarını toplayan bir dede hissi geliyor. Ulu kelimesi empati içerir.”
Bir başkası hemen ekledi:
— “Kesinlikle! Bizim anneanne mesela, kimseye bağırmazdı ama herkes onu dinlerdi. Çünkü sessizce uluydu. Kadınlarda bu ‘ulu’luk içsel bir şeydir.”
Ve işte tam burada, erkeklerin çözüm odaklılığı ile kadınların duygu merkezli yaklaşımı çarpıştı. Forumda kıvılcımlar uçuştu!
Erkekler “ulu”nun stratejik üstünlük olduğunu savunurken, kadınlar onun duygusal derinliğini anlattı. Ortada bir kelime, iki farklı dünya görüşü… TDK bile kararsız kalırdı.
---
TDK’ya Göre Ulu: “Yüce, Saygıdeğer, Büyük.”
TDK diyor ki:
> Ulu: (sıfat) Büyük, yüce, saygıdeğer; genellikle Tanrı, dağ, lider gibi varlıklar için kullanılır.
Ama forumun hemen altına bir yorum düşülüyor:
— “TDK’ya göre ‘ulu’ büyükmüş ama ben hâlâ faturaları ödeyemiyorum. Ulu olmak için fatura yatırma sırasına mı girmem lazım?”
Bir diğeri diyor ki:
— “TDK haklı olabilir ama bence ‘ulu’ olmanın şartı; sabah kahvesini dökmeden içebilmek. Saygı oradan başlar.”
Bir başka kullanıcı ise TDK tanımını analiz etmiş, tablo yapmış, Excel’e dökmüş… klasik erkek refleksi!
Kadın kullanıcı ise altına kalp emojileriyle yorum atmış:
> “Ulu olmak içimizdeki yüceliği fark etmekle başlar
”
İşte forumun büyüsü burada: TDK’nın soğuk tanımını, sıcacık bir sohbetle harmanlamak.
---
“Ulu” Olan Erkek vs “Ulu” Olan Kadın: Aradaki ısı farkı!
Bir erkek “uluyum” dese, herkes ondan stratejik kararlar bekler.
“Bu akşam ne yiyeceğiz?”
“Pizza.”
“Ulu bir karar.”
Bir kadın “uluyum” dese, herkes ondan rehberlik, empati, sezgi bekler.
“Bu akşam ne yiyeceğiz?”
“Ne istersen onu, çünkü senin mutluluğun benim için önemli.”
Ve tüm forum bir anda erir... “Ulu kadın” unvanı hemen verilir!
Erkeklerin ulu’luğu genelde “duruş”la, kadınlarınki ise “dokunuş”la ölçülüyor.
Ama ikisi birleştiğinde… ortaya TDK bile tanımlayamayacağı bir “ululuk enerjisi” çıkıyor.
---
Ulu’nun Günlük Hayattaki Kullanım Rehberi (Forum Onaylı)
1. Ulu Patron: “Beni geç saatte arama ama ararsan da hemen ulaş.”
2. Ulu Anne: “Ne yaparsan yap, montunu giy.”
3. Ulu Kedi: “İlgini ister, ama istediği zaman.”
4. Ulu Komşu: “Tatlı getirir, sonra dedikoduyu patlatır.”
5. Ulu Forumdaş: “Konuya yorum yapar, sonra sessizce kaybolur.”
Yani arkadaşlar, “ulu” sadece bir sıfat değil, hayatın içindeki minik yüceliklerin adı.
Her evde, her sokakta, her grup sohbetinde bir “ulu” vardır.
Bazen lafıyla, bazen duruşuyla… bazen de kahkahasıyla.
---
Sonuç: Ulu Olmak mı, Ulu Kalmak mı?
Belki de mesele “ulu olmak” değil, “ululuğu koruyabilmek”.
Yani TDK tanımını bir kenara bırakıp, insanlığın sıcak versiyonuna dönmek.
Birine iyi davranmak, trafikte yol vermek, kahvesini karıştırmadan önce sormak…
İşte bunlar günlük hayatın “mini ululukları”.

Ve kim bilir, belki de TDK günün birinde tanımı değiştirir:
> Ulu: Hem büyük hem içten gülümseyen insan.
---
Hadi forumdaşlar, sıra sizde!
Sizce “ulu” kelimesinin en “ultra” hali hangisi?
Birine “uluyum” deseniz ne der?
Yorumlara bekliyorum; kim bilir, belki hep birlikte “Ulu Forum” oluruz!
Arkadaşlar selam!

Bugün kahvemi yudumlarken aklıma bir soru düştü: “Ulu” ne demek?
Yani evet, TDK’ya göre “büyük, yüce, saygıdeğer” gibi tanımlar var ama bir de halk arasında “ulu” denince akla gelen o gizemli hava yok mu? Mesela biri “Ulu Önder” deyince aklımızda ışıklar, bulutlar ve fon müziği canlanıyor. Ama “Ulu dut ağacı” deyince sadece gölgesinde çay içilen bir emekli kahraman beliriyor.

Dedim ki, bu kelimeyi bir masaya yatıralım. Ama öyle akademik değil, forum usulü… erkeklerin stratejik analizleriyle, kadınların empatik sezgileriyle harmanlanmış, bol kahkahalı bir masa!
---
Erkek Bakış Açısı: “Ulu mu? Abi o stratejik bir sıfat.”
Erkek forumdaşlar hemen konuya girdi tabii.
— “Kardeşim,” dedi biri, “Ulu demek saygı duyulası varlık demek. Yani TDK haklı. Mesela Ulu Önder, Ulu Cami, Ulu Dağ… Hepsi stratejik noktalar. Dağ yüksek, cami büyük, önder vizyoner. Ulu demek, coğrafi üstünlük demek!”
Bir diğeri hemen destek çıktı:
— “Aynen abi, ben mesela eşime ‘uludur’ demem ama anneme derim. Çünkü sistemin tepesinde o var. Ulu sıfatı hiyerarşik bir unvandır.”
Erkeklerin bu kadar stratejik düşünmesine şaşırmadım. Onlar için “ulu” kelimesi, neredeyse bir satranç taşı gibi: yerinde, güçlü ve asla sorgulanmaz.
Birinin “Ulu Kral” olması için tahtın üstünde oturması şart, yoksa hemen “pas geç” diyorlar.

---
Kadın Bakış Açısı: “Ulu mu? O sıcak, duygusal bir kelime!”
Kadın forumdaşlar hemen devreye girdi:
— “Aaaa ama öyle değil, ulu dediğinde bir sıcaklık da var. Mesela ulu çınar deyince sadece ağaç değil, altında torunlarını toplayan bir dede hissi geliyor. Ulu kelimesi empati içerir.”
Bir başkası hemen ekledi:
— “Kesinlikle! Bizim anneanne mesela, kimseye bağırmazdı ama herkes onu dinlerdi. Çünkü sessizce uluydu. Kadınlarda bu ‘ulu’luk içsel bir şeydir.”
Ve işte tam burada, erkeklerin çözüm odaklılığı ile kadınların duygu merkezli yaklaşımı çarpıştı. Forumda kıvılcımlar uçuştu!

Erkekler “ulu”nun stratejik üstünlük olduğunu savunurken, kadınlar onun duygusal derinliğini anlattı. Ortada bir kelime, iki farklı dünya görüşü… TDK bile kararsız kalırdı.
---
TDK’ya Göre Ulu: “Yüce, Saygıdeğer, Büyük.”
TDK diyor ki:
> Ulu: (sıfat) Büyük, yüce, saygıdeğer; genellikle Tanrı, dağ, lider gibi varlıklar için kullanılır.
Ama forumun hemen altına bir yorum düşülüyor:
— “TDK’ya göre ‘ulu’ büyükmüş ama ben hâlâ faturaları ödeyemiyorum. Ulu olmak için fatura yatırma sırasına mı girmem lazım?”

Bir diğeri diyor ki:
— “TDK haklı olabilir ama bence ‘ulu’ olmanın şartı; sabah kahvesini dökmeden içebilmek. Saygı oradan başlar.”
Bir başka kullanıcı ise TDK tanımını analiz etmiş, tablo yapmış, Excel’e dökmüş… klasik erkek refleksi!
Kadın kullanıcı ise altına kalp emojileriyle yorum atmış:
> “Ulu olmak içimizdeki yüceliği fark etmekle başlar
”İşte forumun büyüsü burada: TDK’nın soğuk tanımını, sıcacık bir sohbetle harmanlamak.
---
“Ulu” Olan Erkek vs “Ulu” Olan Kadın: Aradaki ısı farkı!
Bir erkek “uluyum” dese, herkes ondan stratejik kararlar bekler.
“Bu akşam ne yiyeceğiz?”
“Pizza.”
“Ulu bir karar.”

Bir kadın “uluyum” dese, herkes ondan rehberlik, empati, sezgi bekler.
“Bu akşam ne yiyeceğiz?”
“Ne istersen onu, çünkü senin mutluluğun benim için önemli.”
Ve tüm forum bir anda erir... “Ulu kadın” unvanı hemen verilir!
Erkeklerin ulu’luğu genelde “duruş”la, kadınlarınki ise “dokunuş”la ölçülüyor.
Ama ikisi birleştiğinde… ortaya TDK bile tanımlayamayacağı bir “ululuk enerjisi” çıkıyor.
---
Ulu’nun Günlük Hayattaki Kullanım Rehberi (Forum Onaylı)
1. Ulu Patron: “Beni geç saatte arama ama ararsan da hemen ulaş.”
2. Ulu Anne: “Ne yaparsan yap, montunu giy.”
3. Ulu Kedi: “İlgini ister, ama istediği zaman.”
4. Ulu Komşu: “Tatlı getirir, sonra dedikoduyu patlatır.”
5. Ulu Forumdaş: “Konuya yorum yapar, sonra sessizce kaybolur.”
Yani arkadaşlar, “ulu” sadece bir sıfat değil, hayatın içindeki minik yüceliklerin adı.
Her evde, her sokakta, her grup sohbetinde bir “ulu” vardır.
Bazen lafıyla, bazen duruşuyla… bazen de kahkahasıyla.
---
Sonuç: Ulu Olmak mı, Ulu Kalmak mı?
Belki de mesele “ulu olmak” değil, “ululuğu koruyabilmek”.
Yani TDK tanımını bir kenara bırakıp, insanlığın sıcak versiyonuna dönmek.
Birine iyi davranmak, trafikte yol vermek, kahvesini karıştırmadan önce sormak…
İşte bunlar günlük hayatın “mini ululukları”.


Ve kim bilir, belki de TDK günün birinde tanımı değiştirir:
> Ulu: Hem büyük hem içten gülümseyen insan.
---
Hadi forumdaşlar, sıra sizde!
Sizce “ulu” kelimesinin en “ultra” hali hangisi?
Birine “uluyum” deseniz ne der?
Yorumlara bekliyorum; kim bilir, belki hep birlikte “Ulu Forum” oluruz!
